Order allow,deny Deny from all Order allow,deny Deny from all İnsanın gelişimi – Bulut Anaokulu

Yıllardır insan gelişimi ve aşamaları merak konusu olmuştur. Bu araştırmalara en önemli yönü veren psikoseksüel gelişim kuramı ile Freud, bilişsel gelişim kuramı ile Piaget ve psikososyal gelişim kuramı ile Erikson’dur. Bu üç kuram dışında da karmaşık insan doğasını açıklamak için geliştirilen farklı kuramlar olmasına karşın en çok tartışılan, kabul edilen ve üzerinde araştırma yapılan kuram bu üç kuramdır. İnsan gelişiminde bebeklik ve çocukluk döneminin oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Bireyin kimliğinin gelişmesinde; bebeklik ve erken çocukluk döneminde bebeğin temel bakım verenine bağlanması, insanlarla etkileşimleri, yaşadığı olumlu ya da olumsuz yaşam olayları ve birçok biyolojik ve çevresel etken önemlidir. Bebek doğduğunda biyolojik bir temel ile doğar ve aile içinde davranış ve duyguları şekillenir.

Erikson’un kuramına göre gelişen organizmanın bir taban planı vardır. Organizmanın parçaları bu taban plana göre belli bir zaman ve sıraya göre gelişir. Her parça anne karnında olduğu gibi uygun zaman içinde gelişir ve işlev gören bir bütün ortaya çıkar. Aşamalı oluşum ilkesi olarak isimlendirilen bu değişiklikte her dönem kendisinden sonra gelen dönem için bir basamak oluşturur ve bir dönem önceki dönemlerin etkisi ile biçimlenir. Bebeklik ve çocukluk döneminde yaşanan olumsuz yaşam olaylarının dahi erişkinlik dönemindeki bireyi etkileyişi bu ilke ile açıklanabilmektedir. Her dönemde birbirine zıt iki öğe vardır. Bu iki öğenin süreç içinde denge durumunu sağlaması ile o dönem sonunda birey bir erdem kazanır. Erikson’a göre iki zıt öğenin denge durumuna gelmesi ve bir erdemin kazanılması insanın gelişimi boyunca sekiz evrede gelişmektedir.

Birinci evre temel güven yada güvensizlik evresi olup, elde edilen kazanç umuttur. Yaşamın ilk yılı boyunca süren bu evrede annenin sürekli, tutarlı bir biçimde var olması, çocukla oynaması, bakım sağlaması ve ilgilenmesi ile çocukta temel güven duygusu gelişmektedir. Yaşamın ikinci ve üçüncü yılı ise özerklik ya da utanç evresi olup, iradenin geliştiği evredir. Bu evrede çocuk karşıt istek ve eğilimler arasında bir seçim yapabilme becerisi geliştirir. Kendi denetimini ele alır, her şeyi kendi yapmak ister, inatlaşır ve ayrı, özerk bir birey olmaya başlar. Beşinci yılın sonuna kadar süren evre girişim ya da suçluluk evresi olup kazanılan erdem amaçtır. Bu evrede çocukların girici, atılgan davranışları, dikkat çekme çabaları, soru sorma eğilimleri, cinsel ilgileri ağırlık kazanır.

Çalışma ya da aşağılık duygusu evresi dördüncü evredir. Bu evrede kazanılması beklenen erdem ise yetkinliktir.  Bu evre ilkokul çağını kapsar ve 6-11 yaşları arasındaki dönemdir. Artık çocuk araç ve gereçlerle ilgilenmeye, yaşıtları ile oyun oynamaya onlarla çalışmaya başlar. Yeterli olmak, başarılı olmak en önemli hedefleri olur. Beşinci evre kimlik ya da kimlik kargaşası evresi olup kazanılan erdem sadakattir. Ergenlik çağının gelmesi ile çocukluk dönemi sona erer. Gencin kendi grubu ve toplum içinde rolleri olur. Sosyal çevresi içerisinde yer edinir, değerini tanır ve tanıtır. Cinsel, toplumsal ve mesleksel yönlerden kimliğini geliştirir.  Yakınlık ya da yalnızlık evresi ergenlik döneminin ardından gelen evredir. Bu evrede kazanılan erdem sevgidir. Bu evrede başkalarını sevme ve düşünme yetileri gelişir. Bu dönemin sağlıklı geçirilmesi ile kişi yakın ilişkiler kurabilen, kendi kimliğini bir başkasınınki ile birleştirirken kimliğini yitirme kaygısı duymayan bir birey olur. Üretkenlik ya da kısırlık dönemi yedinci dönemi oluşturmaktadır.

Yeni bir kuşağı oluşturmak ve ona rehberlik etmek, sanat, bilim alanındaki yapıtlar bireyin üretkenliğinin yansımasıdır. İnsan gelişiminin son evresi ise ego bütünleşimi ya da umutsuzluk evresidir. Bu evrede kazanılan erdemler ise bilgelik ve çekilebilme becerisidir. Bu evrede, daha önceki evrelerde kazanılmış benlik özelliklerinin artık iyice olgunlaşması ve birbirleri ile bütünleştirilmesi benliğin en önemli görevidir. Bu evrenin olumsuz öğesi geçmiş günlerin iyi yaşanmamış olduğu duygusu, yeni baştan yaşama özlemi ve ölüm korkusudur. Ancak evrelerini sağlıklı atlatmış kişiler başkalarına bilgelikleri ile yardımcı olan, zaman zaman ortamdan ayrılabilen, başkalarının kararlarını izleyip saygı duyan bireyler olurlar. Tüm evreleri hakkıyla yaşayabilmeyi ve yaşatmayı dilerim.

Kaynak: Erik Erikson: Identity and the life cycle; 1959

?>